MERKEZ BANKASI BEKLENTİLERİ VE KARARLARI NEDEN ÖNEMİLİDİR?
Ekonomi yönetiminde en önemli kurumlar arasında Merkez Bankaları yer almaktadır. Ülkelerin piyasa koşullarına göre ekonomi alanında yönetim ve kontrol mekanizmasının başı sayılan bu kurumların alacakları kararlar ve yapacakları açıklamalar ile piyasa koşulları şekillenir.
Ülkemizde,
Merkez Bankası kararlarında güncel ekonomik koşullara göre karar verme
konusunda bazen geç kalınıyor. Piyasanın hareketli olduğu dönemlerde yapılan bazı
açıklamalar ise ekonomistler tarafından eleştiri odağı olabiliyor. Örneğin; Bir
enflasyon raporu toplantısında konuşan o dönemin Merkez Bankası Başkanı Murat
Uysal, “Reel açıdan TL aşırı değersiz ,
Döviz kurunun seviyesi ile ilgili bir hedefimiz yok” açıklaması yapmış ve yapılan
“kur
beklentimiz yok” açıklaması bir
çok ekonomistin eleştiri odağı olmuştu.
Merkez
Bankası Başkanı tarafından yapılan bu açıklamanın tepki çekmesinin başlıca
sebebi; Türkiye’de para politikası ve maliye politikasının piyasa
müdahalelerinde ciddi sorunlar yaratması ve bu iki ayrı politikanın
bağımsızlığının sorgulanması kaynaklıdır. Piyasa yapıcılık ve piyasa müdahalesi
açısından bu politika kararları değerlendirildiğinde ekonomi alanında ülkenin
başlıca sorunları arasında yer almaktadır. Konun detaylarına ve yoruma girmeden
önce kavramların kısaca tanımlarına bakalım;
MERKEZ BANKASI GÖREV VE
SORUMLULUKLARI:
TCMB’nin
Merkez Bankası Kanunu ile düzenlenen görev ve sorumlulukları, 5 temel alana
ayrılmaktadır. Bunlar; Fiyat İstikrarı, Finansal
İstikrar, Döviz Kuru Rejimi, Banknot Basma ve İhraç İmtiyazı, Ödeme Sistemleri dir.
Merkez
Bankasının temel amacı, fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, bu amaç
doğrultusunda uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı araçları doğrudan
kendisi belirler. Yani araç bağımsızlığına sahiptir. Türkiye’deki finansal
sistemin istikrarı için para ve döviz piyasaları ile ilgili düzenleyici
önlemleri almakla sorumludur. Bunun yanında, Türkiye’deki altın ve döviz
rezervlerini saklamak ve ülke menfaatleri doğrultusunda yönetmekten sorumlu
kurumdur. Yine Merkez Bankası; fonların ve menkul kıymetlerin güvenli ve hızlı
bir şekilde aktarılması ve mutabakatının gerçekleştirilmesi için yeni sistemler
kurmak, kurulmuş ve kurulacak sistemlerin kesintisiz işlemesini sağlamak, gözetimini
gerçekleştirmek ve gerekli düzenlemeleri yapmakla yükümlüdür. Son kısa bilgi
olarak; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 87. maddesine göre para basma yetkisi
her ne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olsa da TBMM banknot basma ve
ihraç yetkisini süresiz olarak Merkez Bankasına devretmiştir.
PARA POLİTİKASI
Para
politikası; ekonomik büyüme, istihdam artışı ve fiyat istikrarı gibi hedeflere
ulaşabilmek için paranın elde edilebilirliğini ve maliyetini etkilemeye yönelik
olarak alınan kararları ve uygulamaları ifade etmektedir. Uygulanmasından
sorumlu kuruluşlar merkez bankalarıdır.
Para
politikası; devlet tahvili alım-satımı, repo, ters repo, reeskont oranları,
zorunlu karşılık oranları, faiz kararları (gecelik, geç likidite, politika
faizi) gibi birden fazla araç ile uygulanır. Bu uygulamalar günün şartlarına ve
hedeflemelere göre genişlemeci yada daraltıcı olarak merkez bankası tarafından bağımsızca
alınan kararlar ile uygulanır.
MALİYE POLİTİKASI
Maliye
politikası; devletin kamu harcamaları, vergiler gibi maliye politikası
araçlarını kullanarak ekonominin tam istihdama ulaşmasını sağlamak, ekonomik
dalgalanmaları en aza indirgemek, adil bir servet ve gelir dağılımını
oluşturmak için uyguladığı politikalardır. Bununla birlikte kamu borçlanması da
maliye politikaları arasında gösterilebilir.
Gelelim sorunun başladığı kısma; Türkiye’de sorun; maliye politikası ve para
politikası kararlarının piyasa etkisi ve alınan kararların zamana uygunluğu
noktasında başlamaktadır. Maliye politikası ülkemizde uzun yıllardır
genişlemeci tabanda ilerlemektedir. Devlet, ekonomik büyüme ve harcama
konusunda genişlemeci hareket etmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde esasında
olağan bir durumdur. Sermayenin doğru yönetilmesi ve harcamaların katma değer yaratacak şekilde yapılması
ile yaratılacak bir ekonomik büyüme tüm ülke menfaati için olumlu bir durumdur.
Hal
böyle olmakla birlikte; harcama yoğun ve kronik bir enflasyon döngüsü olan bir
piyasada para politikası kararları da maliye politikası kararları kadar piyasada
büyük önem arz etmektedir. Para politikası açısından alınacak kararlarda en
ufak bir gecikme, hata, reel durumu göz ardı etme durumunda piyasada geri
dönülemez ve kalıcı sorunlar yaratmaktadır. Bu hataların faturası tüm toplum
tarafından enflasyon ve kur tarafında misliyle ödenmektedir.
Ekonomi
tarafında sorun, para politikası kararlarının zamanlamasından ve gündemin
gerçeklerinin okunmak istenmemesinden kaynaklanmaktadır. Enflasyon
beklentilerinin oluşturulması, faiz kararlarının alınması doğru şekilde Merkez
Bankası tarafından bağımsız olarak yapılmalıdır. Ancak; 2020 sene başında %8 enflasyon beklenti hedefi veren
Merkez Bankası bu beklenti ile ardı ardına faiz indirimine gidip, reel anlamda
eksi faiz uygulayıp, 2020 ilk yarısı bitince enflasyon beklentisini yukarı
yönlü revize etmeye başlayıp faiz artışına başlamıştır. Bu karar aşma ve
projeksiyon kurma konusundaki hatalar maalesef zaman kaybından öte bir durum
değildir. Nitekim gelinen noktada Aralık 2020 itibari ile enflasyon oranı %14,03 olarak gerçekleşmiştir.
Senenin
başında verilen %8 enflasyon hedefinin gerçekçi olmadığı, politik sebeplerle
faiz indirimi için zemin hazırlandığı gayet açıktır. Akabinde çıkan Covid-19
salgını nedeniyle artan parasal genişleme sonucu ve sene başındaki enflasyon
beklentisi ile yapılan faiz indirim hataları birleştiğinde kurda öngörülemez bir
ortam oluşmuştur. Bu sebeple esasında Merkez Bankası başkanının yaptığı “kurda beklentimiz yok” açıklaması bu
zamana kadar yapılan en doğru ve en gerçekçi açıklamadır(!) Çünkü; reel bir beklenti yahut hedefleri var ise bu yıl içinde
yapılan para politikası kararları malesef hatalıdır, zamanlama sorunu vardır.
Ezcümle;
maliye politikası uygulamaları uzun vadede etki ederken, para politikası
uygulamaları çok kısa sürelerde piyasaya etki eder. Bu nedenle para politikası
kararları piyasa yapıcılıkta çok güçlü bir silahtır. Doğru kullanıldığı
takdirde ,özellikle kriz ortamlarında, hızlı ekonomik toparlanmaya destek
olabilir. Para politikası kararlarını gerçek piyasa koşullarını okuyup, günün
şartlarına uygun olarak, bağımsız şekilde alıyor olmak önemlidir.
Para politikasında doğru kararlar
alınırsa bunun faturasını belli bir kesim öder lakin para politikasında belli
bir kesim zarar görmesin diye yanlış kararlar alınırsa bu faturayı tüm toplum
hayat pahalılığı ile uzun vadede öder.
Kullanmadığımız şeylerin faturasını
ödememek dileğiyle…
Yorumlar
Yorum Gönder