YATIRIM KARARI VERİRKEN DAVRANIŞSAL FİNANS ANALİZİ
Fiyat; bilindiği üzere arz ve talep denkleminde oluşan bir rakamdır. Sermaye piyasalarındaki fiyat oluşumu ise yavaş yavaş talepten kopmakta ve bazı durumlarda tersine dahi işleyebilmektedir. Bu bahsettiğim birçok kişiye saçma gelebilir lakin borsalar özelinde günlük fiyat hareketleri incelendiğinde alımın önde olduğu ama fiyatın eksi olduğu birçok gün örneği karşımıza çıkmaktadır.
Bu denklemde arz ve talep harici
bir etken devreye giriyor; yatırımcı psikolojisi!
Günümüzde yatırımcı psikolojisi, sermaye
piyasalarındaki fiyatlamalarda çok önemli bir analiz konusu haline geldi. Davranışsal
finans, teknik analizin önüne geçmeye başladı. Aslında teknik analiz yine
çalışıyor ama yatırımcının davranışları zamansal olarak kaymalara ve aşırı
fiyatlamalara neden oluyor. Bundaki en önemli etken yapay zeka ile otomatik
alım satım yapan trade robotların piyasada yaygınlaşması gibi duruyor.
İşte tam da bu noktada insanların
“daha çok yükselir” ya da “ daha çok düşer” beklentisi fiyatlama dengesini
bozuyor. Yatırımcı ne zaman “daha da” psikolojisine girdiğinde arz ve talep
fiyatlaması dışında davranışsal finans fiyatlaması başlıyor. Özellikle piyasada
volatilite yüksekken bu daha da ön plana çıkıyor.
Bu konuyla ilgili yazı yazma
sebebim telefonumdaki mesajlaşmalarda fark ettiklerimdir. Piyasa hakkında birçok
ilgili/ilgisiz arkadaşımla sohbet ederim, çevremdeki insanlarla bir araya geldiğimde
de ekonomi konusu mutlaka konuşulur. Yakın zamandan birkaç örnek vererek
başlamak istiyorum:
“10 Ağustos 2020 tarihli
mesajlaşma özeti; daha önce ons altın emtia türünde hiç işlem yapmamış olan bir
arkadaşım ons altın aldığını ve fiyatının aşırı artacağını beklediğini çok
büyük bir heyecanla anlattı. ‘Piyasada her şey mümkündür’ görüşüne sahip olmam
sebebiyle kimsenin beklentisine karşı çıkmam lakin şahsım adına 5 yılın
zirvesinde olan ve daha önce hiç satın almadığı bir emtiada işlem yapması bana garip
geldi. Bu olayın üzerine; ertesi gün başka bir ortamda yemek yerken yan masada da
altın fiyatı konuşulduğunu, gümüşün de çok çıkacağından bahsedildiğini duydum.
Uzmanlıkları piyasalar olmayan bu kadar kişinin böyle bir beklentide olması,
zirvedeki şeylerin daha da yükseleceğini beklemeleri biraz garip geldi. Bugüne kadar
neden almamışlardı? Daha da çıkar beklentisi neden oluşmuştu? Çünkü kulaktan
dolma, manşet ekonomisi takip ettikleri için böyle bir tutuma girmişlerdi. Günlerdir
‘altın rekor kırıyor’ haberleri okudukları için ‘daha da çıkacak’ algısı
oluşmuştu. Eminim ki altının ya da gümüşün 3 ay önceki fiyatına bakmadılar bile…
Keza o günün gecesinde Gümüş -%13, Ons Altın -%7 civarında düşüş yaptı. “
“ 24 Temmuz 2020 tarihli
mesajlaşma özeti; BIST100 endeksi 120 bin seviyesindeyken daha önce borsada hiç
hisse almamış bir arkadaşım aldığı hisseleri söyledi ve ‘yeni bir borsacı
doğuyor’ diyerek borsaya girdiğini bana haber verdi. Bu mesajdan hemen sonra
ertesi gün borsa düşmeye başladı ve bir hafta içinde 100 bin seviyesine kadar
geriledi. “
“ 7 Ağustos 2020 tarihli
mesajlaşma özeti; yine bir arkadaşımla borsa sohbeti yaparken banka
hisselerinin çok düşük kaldığından bahsettim, endeks 100-103 bin
seviyelerindeydi, kendisi borsanın daha da düşeceğini, 90 binden hisse almayı
planladığını söyledi. Konuşmamız öğleden önceydi ve endeks -%3 den işlem
görüyordu. Onun bu beklentisi üzerine ‘daha da düşecek diyorsan buralar dip
olabilir’ dedim. O gün akşamına endeks eksiden dönerek %1 in üzerinde artı
kapattı ve trend yönünü yukarı çevirdi.”
Bu ve bunlar gibi birçok daha
gözlemim sonrası davranışsal finansın teknik analizden çok daha önemli olduğuna
emin oldum. Piyasada gelinen noktada herkes bilgiye anında erişir durumda,
haber akışı saniyeler içinde herkese ulaşıyor, sizin bildiğinizi herkes biliyor
ve bildiğiniz çoğu zaman zaten fiyatlanmış oluyor. Yatırımcı psikolojisi ise bu
bilgi akış hızının gerisinde kalıyor. İşlem yapan kişi, olumsuz bir haber
duyduğunda piyasanın daha da düşeceğini, olumlu bir haber duyduğunda daha da
yükseleceğini bekliyor ama bunları yaparken fiyata pek bakmıyor. Siz
beklentinizi oluşturup yatırım kararınızı verene kadar o bilgiler çoğu zaman
fiyatlanmış oluyor. İşte tam da bu noktada yapay zeka trade robotlar devreye giriyor.
Bizim dakikalar içinde yaptığımız analizleri saniyeler içinde yapıp işleme
geçiyor ve piyasa yapıcı konuma geliyor. İşte bu noktada da yatırım kararı
alırken çoğunluğun tersine işlem yapmak garip bir şekilde genelde kar
bırakıyor. Keza araştırmalar da sermaye piyasalarında işlem yapanların %80
kusurunun zarar ettiği gerçeği de bunu destekliyor. (Forex şirket araştırmalarında kayıp oranı bu seviyelerde
açıklanıyor.)
Sonuç olarak; küçük yatırımcı ekonomiyle ilgili bir haber duyduğunda o haber çoğu zaman piyasada fiyatlanmış olabilir, sizden çok daha hızlı o bilgiyi analiz edenler olabilir. Bu sebeplerden dolayı piyasalarda işlem yapan kişiler geleneksel analiz yöntemleri yanına davranışsal finans ve yatırımcı psikolojisi analizlerini de mutlaka eklemelidir. En önemlisi zirvede fiyatlanan ne olursa olsun ilk defa alım kararı verecekseniz dikkatli olmakta fayda vardır. Son alıcı olabilirsiniz! Bu konu, borsada çok daha önemlidir; yıllık %300 üzerinde getirisi olan hisselerde alım yaparsanız zenginlik hayali kurarken senelerce maliyet beklemek durumunda kalabilirsiniz. Borsanın kumara döndüğü nokta tamda budur. Keza bu durum; kur, altın, gümüş, petrol içinde geçerlidir.
Yatırım yaparken düşerken almayı, yükselirken satmayı bilmek önemli bir konudur.
Hiçbir zaman fiyatta “dip” ve “tepe” yi yakalayamayacağımızı unutmamalıyız.
Fiyat düşerken “daha da düşer” diyen ile fiyat çıkarken “daha da çıkar” diyen yatırımcı tipinden uzak durunuz. 😊
Çok doğru bir konuya değinmişsiniz ama piyasa o kadar sert hareketler yapıyorki yetişmek bazen mümkün olmuyor. Kademeli alıp sabretmek en doğrusu ama onuda yapabilmek sabır işi...
YanıtlaSilSabır işi elbette lakin bu sabır konusu çokda zor değil... Zarar durumunda çok daha uzun süreler sabır eden yatırımcı, alım konusunda bir o kadar sabırsız. Birşey almaya karar verdiğinde kafasına koyduğu dönemde tek fiyattan ağırlıklı alım yapıyor ve zarar bu noktada başlıyor. Keza satış konusunda da aynı şey geçerli. Burdaki sabır aslında yıllarca beklemek değil, sadece alım ve satım kararlarını zamana yaymak... Biz birşeyi almak istediğimizde fiyat uygun olmayabilir, biraz fiyatin gidişatını izlemek bile bazen kar ettirebilir.
SilBu konuyla ilgili geniş kaynak nerden bulabilirim
YanıtlaSilKonu esasında Davranışsal Finans ve bunun yanında karar alma psikolojisi... Davranışsal finans/iktisat yazdığınızda internetten google scholar, resarch gate gibi portalardan bir çok sunum, makale, pdf dosyası bulabilirsiniz. Kitap olarak Daniel Kahneman "Hızlı ve Yavaş Düşünme" kitabını okumanızı öneririm. Bu direk olarak yatırım ve finansla ilgili olmayıp, karar alma psikolojinizin nelerden etkilendiğini fark etmenizi sağlayacaktır. Misal; İlk akla gelen bazen doğrudur, bazen yanlıştır, tecrübe ettiğiniz şeylerde ilk akla gelen kararlar fayda sağlarken, değişen koşullarda ilk akla gelenden ziyade düşünmek fayda sağlayabilir. Kitap bunlarla ilgili bir çok örnek ve anlatım içeriyor. Ben bir örnek verecek olursam; herkes A hissesinden çok para kazanmış ve hala kazanacağına inanıyorsa oralar zirve olabilir, uçup kaçan bir hisse duyduğunuzda ilk iş hemen alayım düşüncesidir, çoğu kişi araştırmadan almaktadır da, borsa ilginiz varsa araştırdığınızda böyle çok hisse göreceksiniz. Fiyatlamalar hakkında iktisatla ilgili olarak temel arz ve talep teorilerini, örümcek ağı teorisi vb gibi fiyat oluşumlarını bilmekte yarar var. Esasında iktisatta değişen bir durum yok, bizlerin algılamaları ve karşımıza çıkış şekilleri değişiyor. Bunlar borsa, emtia, kur, ev, araba, arsa, petrol vs. fiyatı olan her şey için hemen hemen ortak konulardır.
Sil