KLASİK BEKLENTİ SENDROMU
Beklentiler uzun zamandır ekonominin
başlıca tartışma konusunu oluşturmaktadır. 1960 yılından itibaren yeni
yaklaşımlar tarafından ele alınmış ve üzerine bir çok teori geliştirilmiştir.
İktisatta hem Klasik görüş hem de Keynesyen görüş beklentileri konu olarak
incelemiştir.
Beklentiler aslında ilk olarak
"örümcek ağı teorisi" ile karşımıza çıkmıştır. Bu teori tarımsal
ürünleri ele alır, tarım ürünlerinin bir önceki yıl performansı
değerlendirilir, bu performansa göre bir sonraki yıl için beklenti
oluşturulur.
Örneğin; geçen sene
domates üreticileri iyi kazanç elde etmiş ise bu sene çoğu tarla sahibi domates
ekmeye karar verecektir. Domatesin kazançlı olması yönünde beklenti oluşmuştur.
Fakat bir çok üreticinin domates ekmesi ile piyasada arz artar, eğer arz artışı
talep ile desteklenmez ise fiyatlar düşecektir. Keza bir
noktadan sonra talep artmayacaktır ve fiyat er geç düşecektir. Fiyatın düşmeye
başladığı noktada beklenti gerçekleşmemiş olacak ve bir sonraki yıl yeni
beklenti ile domates ekmekten vazgeçişler başlayacaktır.
Beklenti üzerine teoriler ilk olarak
geçmiş yılları referans alan adaptif beklentiler olarak tartışılmıştır. Bu
yaklaşıma göre geçmiş yıllarda yaşananların ortalaması geleceğe dair beklentiyi
oluşturur. Buna karşı rasyonel beklentiler
geleceği de hesaba katarak, ileriye dönük tahmini verileri de beklentiye dahil
eder. Burada geleceğe dönük analiz vardır; geçmiş ve gelecek verilerden
yararlanılır. Adaptif beklentiler olagelmiş durumların bir sonucu olarak
gelecekten beklenen durumdur. Rasyonel beklentiler ise geleceğe yönelik umulan
bir beklentiyi de içerir, tahmin ağırlıklıdır.
Beklenti teorilerinin doğruluğu yada
yanlışlığı çok değişkendir. İstikrarlı piyasalarda önceki yılların verilerini
teamül olarak almak ve beklenti oluşturmak daha mantıklı iken dalgalı piyasalarda
geleceğe yönelik tahmini verileri de beklentiye katmak ve rasyonel beklentiler
teorisini kullanmak yararlı olacaktır. Volatil piyasalarda değişkenler önem kazanır.
İktisadi teoriler dönem dönem çürümeye,
yıpranmaya ve geçersiz olmaya mahkumdur. Bilim olarak kanıtlanmış ve sonrasında
çürütülmüş teori bakımından en zengin sosyal bilim iktisattır. İktisadi
teoriler çözüm ürettiği sürece geçerlidir, geçersiz olması ise yanlış olduğu
anlamına gelmemektedir. Dönemin şartlarına ve ekonomik konjonktüre göre
teoriler çalışabilir yada çalışmayabilir. Kimi kavramların yüz yıllardır
tartışılmasının temelinde bu yatmaktadır.
Günümüzdeki sorun ise piyasaların
beklenti oluşturmakta ki başarısızlığıdır. Önemli kurum ve kuruluşlar açıklamaları ile piyasaya
yön verebilir, beklenti yaratma son yıllarda ekonomi yönetenlerin başlıca
silahları arasında yer almaktadır. Yetkili bir kurumun açıklamasını piyasalar
fiyatlar, ta ki o beklenti gerçekleşene kadar, eğer ki beklenti gerçekleşmez
ise bir sonraki açıklama etki yaratmayacaktır. Para ve Maliye politikasına göre
açıklamalar ile beklenti yaratmak ve piyasayı kontrol etmek daha az maliyetlidir.
Operasyonel olarak kolaydır, bir yetkilinin basın açıklaması bir çok endeksi
hareketlendirebilir, buradaki önemli nokta bunu doğru şekilde yapmaktır.
Sonuç olarak, beklentilerin
gerçekleşmemesi olağandır, ekonomide beklentiler gerçekleşmeyebilir, aslında
tam anlamıyla gerçekleşen bir beklentiye rastlamak oldukça zordur. Burada
önemli olan yeni bir beklentinin yaratılabilmesidir. Yazımın başında da dediğim
gibi domatesin fiyatındaki artış ya da azalışa göre üretici beklenti oluşturur
ve pozisyon alır, peki ya bu üreticiler beklenti oluşturamaz ve pozisyon alamaz
ise ne olur? Cevap basit: üretim yapmaz! Günümüze
baktığımız zaman bir çok piyasa beklenti oluşturamıyor, hiç bir geçmiş veri ya
da gelecek tahmini bu günü açıklamakta yeterli performans gösteremiyor.
"Krizler nasıl fırsat olur? 27/01/2016" yazımda da belirttiğim
gibi kriz rakamlarla ve teorilerle finansal
çözüm üretememe durumudur, yani daha açık söylemek gerekirse; piyasaya etki
edebileceğiniz iktisadi enstrümanların çalışmamasıdır. Bu durumlarda iktisadi
yaklaşımlar ve açıklamalar çözüm üretemez hale gelebilir, özetle bilimin
açıklamakta çaresiz kaldığı irrasyonel piyasa hallerine kriz diyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder