DİJİTALLEŞMEYİ SAVUNURKEN "GOLD STANDARD" A GİTMEK
Dijitalleşme, globalleşme, mobilite vs gibi kavramlar geldiğimiz yüz yılda hangi üniversitenin hangi bölümünde olursa olsun en az 1 ders işlenen temel tanımlardır. Resim öğretmenliği okuyandan yüksek fizik doktorası yapan kişiye kadar herkes tarafından en az bir kez düşünülüp tartışılan, tanımları üzerinden geçilen olgulardır.
Demem o ki dijitalleşme diye bir olay var; fotoğraf makinelerinde, kol saatlerinde, kaloriferlerin ısı termostatlarında, araçların konsollarında, uydu alıcılarda, televizyonlarda, telefonlarda, otobüs duraklarında, bankalarda, devlet dairelerinde, hastanelerde, marketlerde, otobüslerde, namaz tespihlerinde, okeyde, tavlada, satrançta... kısacası aklımıza gelecek, kullandığımız ne varsa analogdan dijitale doğru bir kayma var, bu bir gerçek ve bunu inkar etmek zamanı kaçırmak demektir.
Geldiğimiz yüz yılda evinizde oturup hiç dışarıya çıkmadan yıllarca yaşayabilirsiniz; buna para kazanmakta dahil, sadece bir bilgisayar yada telefon ile bir evin içinden çalışıp para kazanabildiğiniz gibi, online imkanlarla tüm ihtiyaçlarınızı sipariş verebilir, çoğu şeyi alıp satabilirsiniz. Hatta evlenebilirsiniz bile...
Buraya kadar anlattığım her konuda hem fikiriz, gel gelelim paranın dijitalleşmesi konusu açıldığında belli otoriteler bunu bir alay konusu olarak anlatmaya başlayabiliyor, bir çok iktisat önderi kripto paraların tehditlerini irdeliyor, açıklarını ele alıyor, kara para, terör finansmanı vs gibi taraflarda litaretürünü tarıyor. Benim ise tek bir cevabım var; eksik yada tehdit diye itham edilen her husus kullandığımız paralar içinde geçerlidir! Şimdi burada devlet otoritesine vurgu yapacaksınız, merkez bankalarını muhattap göstereceksiniz, ama muhabir bankalar var diyeceksiniz, o para transferleri fatura vs kontrol ediliyor bu banka sistemi güvenli diyeceksiniz :) Bende şöyle diyeyim; sırf kendi çıkarları doğrultusunda para transferlerinde tehdit gören yada politik sebeplerle müdahale yapabilen bir sistem ne kadar güvenli? İnsani yardim transferlerinde bile hangi ülkeye para gönderdiğinize bakılıp, izin/müsade ile yardım gönderebilmek, yada sahte faturalar, off shore fonlamalar ile para aklamak meşru mudur? Çanta ile para getirip kimi muhasebesel kayıtlarla parayı ticari bir işletmeye sokup sermaye yapmak çok mu legal? 1 liralık hizmete 1 milyon liralık fatura kesip vergisini devlete ödediğimizde her şey yolunda mı? Ne sistemi olursa olsun insanoğlu aynı gerçeklere sahiptir, bunun sistemle ilgilisi yoktur, en büyük tehdit insanın beynindeki kötülüktür.
Konu para aklamak, uyuşturucu ticareti, illegallik değil!!! Hepsi mevcut para sistemininde tehditleri, bunu göz ardı etmemek gerekir, gerçeği yada gündemi kaçırmamak önemli...
Gelelim kripto paralara, bunlar çok mu güvenli? Bence değil, spekülasyona çok açık, zarar riskiniz yüksek, fiyat hareketleri çok agresif, desteği direnci finansal matematiği yok, hepsini geçtim bu sistemin güvenliğini sizlere teyit edemiyorum, bilgisayar mühendisi değilim, şifreleme yada yazılım alanında bilgim yok, algoritma kelimesini günde 2 kereden fazla kullanamıyorum...
Benim bu konuya merak duyma sebebim zamanı kaçırmama istediğim. Tüm geleneksel otoriteler bunun karşısında, bir çok para sahibi yükselişleri kaçırdığı için veya yeterli kar sağlayamadığı için davranışsal finansa göre bu para birimine tepkili (davranışsal finansa göre yatırımcının elinde ne varsa ona inanır, ona göre alternatifleri hep düşecektir, dolar aldıysanız doların yükseleceğini fısıldarsınız, olur da Euro yükselirse size göre batmak üzere olan AB nin sıkıntılarını anlatırsınız, anlam vermezsiniz... bu hisse senetleri için çok daha geçerlidir, aldığımız her hisse uçacakmış gibi gelir, almadığımız kağıtlar ise tü kaka dır. )
Neyse, ben neden kripto paraya ilgi duyduğumdan bahsediyordum; bana göre piyasa/pazar/market arz ve taleptir. Gel gelelim bu gerçekte böyle değildir, bir çok dış etken vardır, faiz, enflasyon, ikameler, zevkler, moda, çevre etkisi, içinde bulunduğunuz demografik yapı vs. bir çok şey talebi etkiler ve arzda ona bağlı gelişir. Bu arz ve talebin kesiştiği nokta da bir fiyat oluşur ve bu fiyattan bir enstrüman(para) ile alış-veriş gerçekleşir. Mesele bu alış-verişe hangi enstrümanın konu olacağıdır. Para, kripto para, altın, gümüş, bakır... Eskiden de bakır, gümüş, altın birer enstrümandı, daha likit olan para sistemi (Bretton Woods) geldi, şimdi çok daha likidi tartışılıyor.
Yazıyı şöyle bitirelim; misal ben arabamı satmak istiyorum, sizde almak istiyorsunuz ve bana 10 tane deniz kabuğu veriyorsunuz, bende tamam diyorum aracımı size satıyorum. Çünkü; başka birisi 10 ay sonra 5 deniz kabuğu ile bana ev satmaya kalkıyor. Sonra evi satan 3 deniz kabuğuyla gidip otel alıyor, birisi çıkıyor 10 deniz kabuğuna fabrikasını satıyor derken bizim mahallede herkes deniz kabuğuyla ekmek almaya kuaföre gitmeye başlıyor... Diyorum ki; Sanal paralar kim ne derse desin kullanımın dünya genelinde artmasıyla meşrutiyet kazanmıştır ve bu enstrüman piyasada kullanıldıkça talebi artacaktır, arzı sabit kaldıkça da değeri artacaktır.
Demem o ki dijitalleşme diye bir olay var; fotoğraf makinelerinde, kol saatlerinde, kaloriferlerin ısı termostatlarında, araçların konsollarında, uydu alıcılarda, televizyonlarda, telefonlarda, otobüs duraklarında, bankalarda, devlet dairelerinde, hastanelerde, marketlerde, otobüslerde, namaz tespihlerinde, okeyde, tavlada, satrançta... kısacası aklımıza gelecek, kullandığımız ne varsa analogdan dijitale doğru bir kayma var, bu bir gerçek ve bunu inkar etmek zamanı kaçırmak demektir.
Geldiğimiz yüz yılda evinizde oturup hiç dışarıya çıkmadan yıllarca yaşayabilirsiniz; buna para kazanmakta dahil, sadece bir bilgisayar yada telefon ile bir evin içinden çalışıp para kazanabildiğiniz gibi, online imkanlarla tüm ihtiyaçlarınızı sipariş verebilir, çoğu şeyi alıp satabilirsiniz. Hatta evlenebilirsiniz bile...
Buraya kadar anlattığım her konuda hem fikiriz, gel gelelim paranın dijitalleşmesi konusu açıldığında belli otoriteler bunu bir alay konusu olarak anlatmaya başlayabiliyor, bir çok iktisat önderi kripto paraların tehditlerini irdeliyor, açıklarını ele alıyor, kara para, terör finansmanı vs gibi taraflarda litaretürünü tarıyor. Benim ise tek bir cevabım var; eksik yada tehdit diye itham edilen her husus kullandığımız paralar içinde geçerlidir! Şimdi burada devlet otoritesine vurgu yapacaksınız, merkez bankalarını muhattap göstereceksiniz, ama muhabir bankalar var diyeceksiniz, o para transferleri fatura vs kontrol ediliyor bu banka sistemi güvenli diyeceksiniz :) Bende şöyle diyeyim; sırf kendi çıkarları doğrultusunda para transferlerinde tehdit gören yada politik sebeplerle müdahale yapabilen bir sistem ne kadar güvenli? İnsani yardim transferlerinde bile hangi ülkeye para gönderdiğinize bakılıp, izin/müsade ile yardım gönderebilmek, yada sahte faturalar, off shore fonlamalar ile para aklamak meşru mudur? Çanta ile para getirip kimi muhasebesel kayıtlarla parayı ticari bir işletmeye sokup sermaye yapmak çok mu legal? 1 liralık hizmete 1 milyon liralık fatura kesip vergisini devlete ödediğimizde her şey yolunda mı? Ne sistemi olursa olsun insanoğlu aynı gerçeklere sahiptir, bunun sistemle ilgilisi yoktur, en büyük tehdit insanın beynindeki kötülüktür.
Konu para aklamak, uyuşturucu ticareti, illegallik değil!!! Hepsi mevcut para sistemininde tehditleri, bunu göz ardı etmemek gerekir, gerçeği yada gündemi kaçırmamak önemli...
Gelelim kripto paralara, bunlar çok mu güvenli? Bence değil, spekülasyona çok açık, zarar riskiniz yüksek, fiyat hareketleri çok agresif, desteği direnci finansal matematiği yok, hepsini geçtim bu sistemin güvenliğini sizlere teyit edemiyorum, bilgisayar mühendisi değilim, şifreleme yada yazılım alanında bilgim yok, algoritma kelimesini günde 2 kereden fazla kullanamıyorum...
Benim bu konuya merak duyma sebebim zamanı kaçırmama istediğim. Tüm geleneksel otoriteler bunun karşısında, bir çok para sahibi yükselişleri kaçırdığı için veya yeterli kar sağlayamadığı için davranışsal finansa göre bu para birimine tepkili (davranışsal finansa göre yatırımcının elinde ne varsa ona inanır, ona göre alternatifleri hep düşecektir, dolar aldıysanız doların yükseleceğini fısıldarsınız, olur da Euro yükselirse size göre batmak üzere olan AB nin sıkıntılarını anlatırsınız, anlam vermezsiniz... bu hisse senetleri için çok daha geçerlidir, aldığımız her hisse uçacakmış gibi gelir, almadığımız kağıtlar ise tü kaka dır. )
Neyse, ben neden kripto paraya ilgi duyduğumdan bahsediyordum; bana göre piyasa/pazar/market arz ve taleptir. Gel gelelim bu gerçekte böyle değildir, bir çok dış etken vardır, faiz, enflasyon, ikameler, zevkler, moda, çevre etkisi, içinde bulunduğunuz demografik yapı vs. bir çok şey talebi etkiler ve arzda ona bağlı gelişir. Bu arz ve talebin kesiştiği nokta da bir fiyat oluşur ve bu fiyattan bir enstrüman(para) ile alış-veriş gerçekleşir. Mesele bu alış-verişe hangi enstrümanın konu olacağıdır. Para, kripto para, altın, gümüş, bakır... Eskiden de bakır, gümüş, altın birer enstrümandı, daha likit olan para sistemi (Bretton Woods) geldi, şimdi çok daha likidi tartışılıyor.
Yazıyı şöyle bitirelim; misal ben arabamı satmak istiyorum, sizde almak istiyorsunuz ve bana 10 tane deniz kabuğu veriyorsunuz, bende tamam diyorum aracımı size satıyorum. Çünkü; başka birisi 10 ay sonra 5 deniz kabuğu ile bana ev satmaya kalkıyor. Sonra evi satan 3 deniz kabuğuyla gidip otel alıyor, birisi çıkıyor 10 deniz kabuğuna fabrikasını satıyor derken bizim mahallede herkes deniz kabuğuyla ekmek almaya kuaföre gitmeye başlıyor... Diyorum ki; Sanal paralar kim ne derse desin kullanımın dünya genelinde artmasıyla meşrutiyet kazanmıştır ve bu enstrüman piyasada kullanıldıkça talebi artacaktır, arzı sabit kaldıkça da değeri artacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder